Öne Çıkan Yayın

Uyku Rutuni

Merhabalar Uzun zamandır herkesin sorduğu beklenen yazı uyku rutuni, Öncelikle burada yazacaklarım püf noktaları ve rutunin özeti nite...

11 Mart 2017 Cumartesi

Bağışıklık Sisteminin Askeri; "Alman Sauerkraut Turşu" Tarifi

Bebekler ve yetişkinler için bağışıklık sistemi sağlıklı bir yaşam için bir savunma sistemidir. Dünyaya gözlerini açan bebeklerin bağışıklık sistemi çok zayıftır. Bağışıklık sistemi zayıf olan çocuk hastalılara daha çabuk yakalanır. Çünkü mikroplarla savaşacak askeri vücudunda yoktur. Bağışıklık sistemini güçlendiren besinler probiyotikler ve prebiyotiklerdir. Başlıca prebiyotikler  olaraklahana, pırasa, et, kemik suyu, muz, sarımsak, soğanı sayabiliriz. Probiyotikler ise vücudumuzda zaten var olan canlı bakterilerdir. Biz bebeklerimizi ne kadar çok bu besinlerle beslersek bağışıklık sistemine o kadar yardım etmiş oluruz. Övgü Güncemizin bağışıklık sistemi askerlerinden bir taneside bu turşu. Gelelim tarifine;
Rahmetli Ahmet Aydın hocamızın söylemiyle 1 kaşığında 1 trilyon bakteri olan alman turşusu tarifi şu şekilde,

Öncelikle malzemeler:
Mevsiminde ilaçsız mor lahana ve beyaz lahana
Kereviz
Havuç
Pancar
Rafine edilmemiş kaya tuzu.
(Sebzeler organik yada ilaçsız olduğundan emin olun)

Yapılışı
Öncelikle tüm sebzeleri derin bir kaba kalın bir rendeyle rendeliyoruz yada çok ince olacak şekilde kesiyoruz. Ne kadar küçük olursa o kadar iyi.
Tüm sebzeler rendeledikten sonra üstüne sularını bırakmaları için 1 kiloya 1.5 çorba kaşığı kaya tuzu olacak şekilde tuz serpiyoruz. Tuzla beraber sebzeleri çiğ köfte yapar gibi ovuyoruz. Bu işlem bittikten sonra daha fazla su salmaları için sert bir cisimle (tokmak,taş,soda şişesi vb) ile sebzeleri bir güzel eziyoruz. Baya baya vurun korkmayın.
Daha sonra dövmüş olduğumuz sebzeleri cam bir kavanoza sıkıca basıyoruz. Burdaki püf noktası çok sıkı bir şekilde basılacak hiç hava yada boşluk kalmayacak bunun için soda şişesi iyi bir yardımcı. Sebzeleri cam kavanoza bastıkça kendi suyu sebzelerin üstüne çıkması gerekiyor. İyi şekilde dövmüş ve sebzeleriniz mevsiminde ilaçsız ise sularını salar.
Suyu üstüne çıkan turşumuzun sütüne beyaz yada mor lahananın bütünyaprağınıkapak gibi kapatıyoruz. Amaç kıyılmış sebzeler suyun üstüne çıkarak hava almasın. Kapak ile turşunun arası çok az bir boşluk olmalı. Sonra kapak yaptığımız lahana yaprağının üstüne sert bir cisim taş olabilir koyarak son rutuşu yaparak. Kavanozun kapağını sıkı bir şekilde kapatıyoruz. Hiç bir şekilde hava almaması lazım. Kurmuş olduğumuz turşuyu oda sıcaklığında ışık görmeyen bir yere kaldırıp 1 ay unutuyoruz. 1 ay sonra probiyotik deposu turşumuz hazır. Dolapta 1 yıla kadar saklayabilirsiniz. Bu turşuda limon ve sirke yok. Bu ikisi probiyotikleri öldürüyor.

Not:Eğer bunca işleme rağmen sebzelerinizin suyu çıkmadıysa ılık bir suya 1 kiloya 1 kaşık kaya tuzu çözeltisi hazırlayıp katabilirsiniz.

Afiyet şifa olsun.




Bebeklerde Diş Bakımı

Bebeklerde diş bakımı birçok ailenin bir şey olmaz diye boşverdiği yada herkesin aklına en son gelen bakımdır. Herkes bebeğin süt dişlerinin zaten döküleceği için diş bakımının çok önemli olduğunu düşünmez. Aslında gerçek bunun tam tersidir. Bebeğin ilk dişi çıktığından itibaren bebeğin düzenli olarak ağzı ve dişleri temizlenmelidir. Peki ama nasıl dediğinizi duyar gibiyim. Bebekler anne sütü veya mamayla da beslenseler süt ve mamadaki enzimler bebeğin süt dişlerini çürütürler. Erken çürüyen süt dişlerin yerine gelecek dişler bu durumda ya çürüyen süt dişinin olduğu yere kayar yada gömülü kalarak hiç çıkmaz. Bunun sonucunda da bozuk bir çene yapısı yada çok ileri vakalarda operasyona kadar giden bir yolu hazırlar. İşte bu yüzden bebeğin daha ilk dişi çıkar çıkmaz önce bir tülbent yada silikon el fırçaları ile bebeklerin dişleri temizlenmelidir. Macun olarak kesinlikle bebekler için üretilen florürsüz macunlar tercih edilmelidir. Fırça olarak bebekler için dizayn edilmiş yumuşak başlıklı bir fırça alınmalıdır. İşte tam bu noktada bebekler için bir çok ürün bulunuyor fakat çoğu üründe olduğu gibi bunlarda bebeğin o doğallığı için fazla zararlı.
Gelelim bu iş için kullanılacak ürün tavsiyelerine;
Diş fırçası olarak tavsiye edebileceğim 2 ürün var,
İlki benimde kullandığım curaprox curakid. Bu ürün 6 aylık bebeğe dahi kullanılabiliyor. İsviçreli bir diş firmasının ürünü.
İkinci üründe yine diş ürünlerinde uzman bir firma Tepee. Bu iki fırçadan başka fırça sizde kullanmayın. Bana güvenin süslü diğer markalara bakmaya gerek yok. Zaten Curaproxun fırçasını bir kere kullanan başka fırça zor kullanır:)

Diş macunu olarak tavsiye edebileceğim tek ürün var: Jackn Jill. Tamamen doğal yutulabilir. Vücuda zararlı hiçbir madde yok. İçeriğinde çeşitli bitki vemeyvelerin özleri var. Rehberimiz EWG sitesinden tam not almış. Gözü kapalı bu ürünüde kullanabilirsiniz.

7 Ekim 2016 Cuma

ÖVGÜ GÜNCE İLE İLK TATİL MACERASI

Merhabalar,

Yaz tatili:) Herkesin 1 sene bekleyip 1 hafta 10 günde çabucak biten bir yıl uğruna çalıştığımız dönem. Bu senede bu dönemi iple çektik tabi diğer yıllardan bir farkla. Bu sene tatilde 2 kişi değil 3 kişiydik. Bebek olmadan tatille ilgili türlü hayalleri herkes kuruyor fakat bebek olduktan sonra ve ilk tatilse, başlıyor herkesi bir korku sarmaya. Bebeğin düzeni bozulur mu, ne yer ne içer, yoldan etkilenir mi gibi birbirini takip eden yüzlerce soru. Bu tatil döneminde bizde bu yoldan geçtik. Tatile çıkmadan bizden tecrübeli ailelerin bu sorunsalla nasıl başa çıktığını araştırdık. Ve kendimizce bir durum tespiti yaptık.

 İlk dikkat edilmesi gereken güneş. Bunun için uv korumalı mayo, kıyafet, şapka güneş kremi gerekli olanlar. Güneş kremi seçimini blogda uzun uzun anlatmıştım buradan ulaşabilirsiniz (BEBEKLER İÇİN GÜNEŞ KREMİ SEÇİMİ)
Güneş kremi seçimini yaptıktan sonra sıra mayo seçiminde. Burada dikkat etmeniz gereken klasik mayolar yerine bebekler için özel yapılmış wetsuit uv korumalı tulum mayolar. Bu mayolar sayesinde suyun soğuk etkisini bebek hissetmiyor ve mayo vücudun büyük bir bölümünü kapladığı için çok etkili bir uv koruması sağlıyor. Güneş kremini sadece elleri, ayakları ve yüzü için sürüyorsunuz. Bu mayoların piyasada çok fazla seçeneği mevcut. Ben decathlondan nabaiji marka bir wetsuit mayo aldım. Bu kadar etkili koruma yapacağını ve su soğukluğunu hiç geçirmeyeceğini düşünmüyordum. Beklentimden çok fazla  fayda sağladım. Sizlerde gözü kapalı alabilirsiniz.
Denizden çıktıktan sonra yine decathlondan uv korumalı tşört ,şapka ve giysiler aldım. Bu konuda decathlon gerçekten kaliteli ürünler sunuyor.

Kıyafet olayını çözdükten sonra tatil yaptığımız bölgelerde acil durumda gidilecek hastaneleri araştırdım(ne olur ne olmaz) Çantamıza ateş düşürücü fitil ve hiç kullanmadığımız calpol,ibufen şurup aldık tedbir amaçlı. Güneş sonrası içinde organik bir aloe vera kremi edinmenizde fayda var.

Gelelim en büyük dert beslenmeye;
Tatil sırasında güzel kızımız henüz 9+20 günlüktü. Günde 2 ana öğün bir ara öğün şeklinde katı gıda veriyoruz. 1 yaşından küçük olduğu için haliyle her yemeği yiyemiyor. Tuzsuz olacak, yumurtanın sarısı olacak, kuzu eti olacak vs. İlk günler için yine decathlondan bir termos çanta aldım. Bu çanta içinde buz aküsüyle neredeyse 24 saat bir buzdolabınız oluyor. Bu sayede ilk günleri atlattık. Sonraki günler için yanımda meyve götürdüm. Sabah kahvaltısında her yerde haşlanmış yumurta bulabileceğimizi hesaplayarak diğer öğünü tamamen otele güvenerek biraz da olsa riske attık.

Hazırlıklarımızı tamamladıktan sonra günün ilk ışığıyla yola koyulduk İzmirden başlayan serüvenimiz Antalya, Bilecik ve Ankara rotasını çizerek İstanbulda son buldu. Yol konusunda hiç sıkıntı yaşamadık. Yaklaşık her 2 saatte bir mola verdik. Bu biraz yol süresini uzatsa da bebeğin omurga sağlığı için gerekli. Yolda yanımıza 1 gün yetecek şekilde taza fasulye, hurma, meyve, semizotu gibi yiyecekleri küçük 1 er porsiyon alacak şekilde kaplara koyduk ve beslenmemizi bu şekilde yaptık Tabii ki Blw yöntemiyle:) Otelimize yerleştiğimizde ilk işim büfeyi kontrol etmek oldu. İlk şoku orada yaşadık. Otellerin bebek büfesi adı altında servis edilen yiyecekler ya çorba, ya püre ya hazır mama, yani bize yarayan hiç bir şey yok. Yardım almak için otelin misafir ilişkileriyle konuştuğumuzda bize istediğimiz menüyü vermemiz halinde istediğimiz yöntemle her yiyeceği istenilen saatte pişirebileceklerini ifade ettiler. İlk uğradığımız şok çölde vaha bulmuş gibi bir ferahlığa döndü.

BLW yöntemi sayesinde otelde hiç zorluk yaşamadık. Biz yemek yerken bebeğimizin de yemeği geldi, biz masada o mama sandalyesinde çok güzel öğünler geçirdik. Etrafımız da tablet ile yada türlü oyunlarla çocuklarına yemek yedirmeye çalışan aileleri gördükçe, Blw yöntemi ile ne kadar doğru bir iş yaptığımızı tekrar anladık. Bebeğimizin nasıl kimseden yardım almadan tek başına yemek yediğini gören diğer ailelerin meraklı bakışları altında hiç sıkıntı yaşamadan yemek seanslarımızı firesiz tamamladık.

Tatile gelmeden önce en merak ettiğimiz olay bebeğimizin denize nasıl bir tepki vereceğiydi. Doğduğundan beri her gün yıkıyoruz, bu yüzden suya alışkın ve seviyor fakat deniz farklı bir seçenek. Günün erken saatleri ve akşamüstü denize girmeyi tercih ettik. Övgü Günce denizi o kadar çok sevdi ki adeta çıkmak istemedi. Suda oyunlar oynadık, hopladık zıpladık. Sudan çıkınca tatlı suyla hemen duşunu aldırıp gölge bir yere geçtik. Akşam 5 ten sonra mayosunu çıkararak güneşden kremsiz bi şekilde faydalanmasını sağladık.

1 hafta süre gözümüzü açıp kapayıncaya kadar bitti. Yeni tatilde keşke şunu da yapsaydım dediğim tek olay valiz düzeni. Tatile gitmeden önce bebeğinizin kıyafetleri günlük olarak ayırarak poşetlere koyun ve her gün ayırdığınız poşeti kullanın. Bu hem pratik hem de karışıklığı önlüyor. Seneye bunu kesin deneyeceğiz.

Umarım tatile gidecek ailelere ufakta olsa faydamız olur:)