Öne Çıkan Yayın

Uyku Rutuni

Merhabalar Uzun zamandır herkesin sorduğu beklenen yazı uyku rutuni, Öncelikle burada yazacaklarım püf noktaları ve rutunin özeti nite...

10 Haziran 2016 Cuma

BEBEKLERİNİZ GECE ÜSTÜNÜ MÜ AÇIYOR? ÇÖZÜM BASİT:)

Merhabalar,

Tüm annelerin en büyük korkusu bebekleri yada çocukları gece uyurken üstlerinin açılması.
Bebeklerinin her zaman üşüyeceğini düşünen annelerimiz neredeyse geceleri bebeklerinin başında nöbet tutar. Bebekler büyüdükçe daha hareketlenir ve üstüne ne örterseniz örtün gece onu üstünden atar. Sabah yorganı yerde gören anneler eyvah yine yorganı üstünden atmış, çocuğum üşütecek korkusuna varır.
Aslında dünya sağlık örgütü bebekler için ne battaniye nede yorganı önermektedir. Battaniye ve yorgan Allah korusun bebek ölümlerine kadar yol açabilecek bir sürü tehlikeye zemin hazırlar. Bence de bebeklerinize ne yorgan ne battaniye nede buna benzer bir ürün kullanın. Kullanmanız gereken ürün uyku tulumu.
Uyku tulumu kullanımı konusunda ülkemiz o kadar bilgisiz ki her uyku tulumunun aynı şeyi sağladığını düşünür. Çoğunlukla yanlış tulum seçiminden dolayı bebeğini terlettiğini düşünen anneler veya bu yüzden tulum kullanmaktan vazgeçen bir sürü aile vardır.
Öncelikle uyku tulumu seçerken en çok dikkat etmemiz gereken şey evimizin sıcaklığı ve tulumun tog değeri. Tog kısaca kumaşın termal geçirgenliğini ifade eden, yurtdışında yorgan ve uykuların sıcak tutma seviyelerini gösteren bir birim. Uyku tulumları ülkemizde genellikle 2.5 ve 3.5 tog olarak satılıyor. En çok yapılan yanlış bu 2.5 yada 3.5 tog uyku tulumunu almak, bunun içine çocuğu bir güzel giydirmek, ev zaten 25 derece:) sonra çocuğun uyumasını beklemek. Peki sonuç çocuk terledikçe terliyor, sıcaktan uyuyamıyor, isilik vb. Sonunda da uyku tulumu benim çocuğumu çok terletti iyi değil yargısı.
Peki doğru uyku tulumunu seçmek için ne yapmalıyız. Önce evimizin sıcaklığını ölçmeliyiz (uyuduğu odanın) örneğin bu oda 23-24 derece ise 1 tog luk bir uyku tulumu tercih edilmesi gerekir ve tulumun içine çok ince bir kıyafet giydirilmesi gerekiyor, kışlık pijama değil. Eğer ev 15-22 derece ise 2.5 tog . Dışarıda gezinti ve bu sıcaklığın altı için 3.5 tog seçimi yapılabilir. Tulumların içine giydirilmesi gerekenler için aşağıya bir adet tablo ekliyorum. Eğer aşağıda gösterildiği gibi tulumun içine uygun kıyafet ve doğru tog değerinde bir tulum alırsanız bebeğinizin hiç terlemediğini ve üşümediğini göreceksiniz.

Ayrıca uyku tulumları güvenlik içinde tercih edilmesi gereken ürünlerdir.

Ayrıca uyku tulumları güvenlik içinde tercih edilmesi gereken ürünlerdir. Bebeğin üstüne gelmeyeceği için boğulma riski de yoktur.

Gelelim tavsiye bölümüne;

Eğer bulabilirseniz Ergopouch bebek tulumu alın. Bu işin mercedesi, BMW si Ergopouchtur. Bu ürün pahalı gelirse tog değerlerinin uyduğu bir ürün alabilirsiniz.
Not: Tulumların kolu açık bebeklerimiz gece üşür diyen anneler:) Bebeklerin ana ısı merkezi gövdeleridir. (bizimde)Hiç korkmadan kullanabilirsiniz.


31 Mayıs 2016 Salı

BEBEK SULARI NASIL OLMALI

Merhabalar,

6. ayın dolmasıyla beraber bebekler katı gıdaya geçiş yapar. Dünya sağlık örgütü 6. aydan sonra katı gıdaya geçişi önermektedir. Katı gıdaya başlanması ile beraber doktorlarımız bebeklere su içirin tavsiyesinde bulunur. Bu zamana kadar bunu düşünmeyen anne baba normal su, kaynatılmış su, bebek suyu vs arasında gider gelir.
Öncelikle şunu belirtmekte yarar. Bebek suyu diye özel bir su dünyada yoktur. Hatta ve hatta ülkemizde bebek suyu adı altında satılan bir çok firmanın suyu vardır. Bu suların arkasını okuduğunuzda yada internet sitelerine baktığınızda kullanılan suyun , o markanın diğer ambalajlı halindeki sudan farksız olduğu yazılmıştır. Yani x markasının bebek suyu ile x markasının damacana suyu arasında hiç bir fark yoktur. Tek fark ambalajlarıdır. Yani arada fark olarak ödediğimiz tutar suya değil ambalaja gider.
Peki biz bebeğimiz için nasıl bir su bulmalıyız. Bu sorunun cevabı çok basit kendimiz için nasıl bir su içiyorsak bebeğimiz içinde aynı suyu kullanacağız. Su alırken markadan daha çok içeriğindeki mineral değerlere bakmamız gerekiyor. Öncelikle aldığımız suyun phı en az 7.5 seviyelerinde olmalı. Vücudumuzun phı 7.5 tur. Biz 7.5 ph altında su içerek bu phı düşürürüz. Sertlik ve ph aynı şeyler değildir. Ph’ı 14 santimetrelik bir cetvele benzetebiliriz. Bu cetvelde 7 nötr, 7’den 0’a kadar asidik, 7’den 14’e kadar ise bazik olarak ifade edilir. Yani phı 7.5 üstüne çıktıkça sudaki oksijen oranı artar, suyun metabolizmaya katkısı artar. Bir diğer dikkat etmemiz gereken konu sodyum. Bebekler için sodyum çok önemlidir. Yüksek sodyumlu sular böbrekleri yorar, o yüzden hem kalp sağlığı hemde kendimiz için düşük sodyumlu, sodyum diyetine uygun suları hatta sodyum oranı 2 nin altındaki suları tercih etmeliyiz. Bir diğer değer kalsiyum oranı. Ne yazık ki ülkemizdeki sularda kalsiyum oranları düşük. Kalsiyum oranı 250 ye en yakın su bizim tercih etmemiz gereken sudur. Bizim ülkemiz sularında bu oran 10-75 arası değişiyor. Daha sonra dikkat etmemiz gereken bir başka değer magnezyum, bu oranda 75mg a ne kadar yakınsa o kadar iyidir. Magnezyum açısından zengin sular kalp sağlığı içinde yararlıdır.
 Ayrıca seçeceğimiz suyun biokarbonat oranının 600 mg üstünde olması ve karbonat içermesi hem böbreklerimiz hem sindirimiz açısından çok faydalıdır. Suların etiketlerine baktığımızda etiketin altında toplam mineral değeri yazar(bu her markada yok) . Ülkemizdeki içme sularının tamamı düşük mineralli su sınıfında. Litre başına 500 mga kadar olan sular düşük mineralli, 1500 mg üstü olan sular yüksek mineralli sulardır. Seçeceğiniz sudaki mg miktarı ne kadar yüksekse o kadar faydalıdır.
Gelelim damacana, pet ve cam olayına. Tabi ki bu seçenekler arasında en sağlıklı olanı camdır. Camda mikroorganizma üreme şansı damacanalara göre çok düşüktür. İşin aslında damacana yada pet şişeleri tek kelimede sağlıksız demek çok yanlış olur. Önemli olan güneşin altında bekleyip beklememesi. Damacana veya pet şişelerde bu risk var. Bunun için olabildiğince cam şişede su tercih edin. Artık bir çok firmanın cam damacanası da var. Bu damacanalar içinde yapabiliyorsanız pompa kullanmayın. Bir sürahi veya şişeye doldurarak kullanın.

Yine bu yazılanları tek tek araştıramam araştırılmışı var mı diye soranlara, elbette ki var:)

Ben olabildiğince bu değerleri tutturan yüksek kalsiyum oranlı diğer sulara göre yüksek mineral değerli, sodyum oranı çok düşük ve cam damacana servisi olan belki de çok az duyduğunuz bir markayı kullanıyorum.

Taşkesti Su
15 lt cam damacana fiyatı 11 tl

Hem bebeğimiz için hem de kendimiz için kullandığımız bu suyu herkese tavsiye ederim.




30 Mayıs 2016 Pazartesi

ŞİŞLİ ORGANİK (EKOLOJİK) PAZARI



Merhabalar,



Son zamanlarda sağlıklı yaşam için trend hala gelmiş organik ürünlerin satıldığı Türkiyenin ilk organik pazarından bahsetmek istiyorum.

Öncelikle bir ürünün organik olması için o ürünün organik sertifikası olması gerekiyor. Bu sertifikada öyle yoldan geçen herkese verilmiyor şartları var. Peki nedir bu organik tarım. Organik tarım tam anlamıyla ;

Organik tarım(Ekolojik tarım veya Biyolojik tarım);tarımsal ilaç,suni gübre,hormon,antibiyotik ve zararlı gıda katkı maddeleri gibi uygulamaları yasaklayan,üretimden tüketime her aşaması kontrollü,doğal kaynakları en iyi şekilde kullanarak sağlıklı tarımsal ürünler üretilmesini sağlayan bir tarım sistemidir.



Organik tarım (Ekolojik tarım veya Biyolojik tarım);ekolojik dengenin korunması,her türlü bitkisel,hayvansal ve su ürünleri üretimi ile kullanılacak girdilerin organik tarım metoduna uygun olarak üretilmesi veya temini ,orman ve doğal alanlardan organik tarım ilkelerine uygun olarak ürün toplanması ,bu ürünlerin işlenmesi,ambalajlanması,etiketlenmesi,depolanması,taşınması,pazarlanması,kontrolü,sertifikalandırılması ve denetimini amaçlayan,çevreye ve insan sağlığına zarar vermeyen modern tarımsal üretim tekniklerini kullanmayı kabul eden ,her aşaması kontrollü,kayıtlı ve sertifikalı bir üretim şeklidir.


Organik tarım(Ekolojik tarım veya Biyolojik tarım);ekonomik ve sosyal sürdürülebilirliği amaçlayan,toprak verimliliğini,çevrenin korunmasını ve gıda güvenliğini esas alan bir tarımsal üretim sistemidir.

Tüm bu ifadeler ışığında Organik-Ekolojik-Biyolojik Tarım;kimyasal gübre ve pestisit gibi yapay dış girdileri kullanmaksızın,sürdürülebilir verimliliğe dayalı,çevreye ve insan sağlığına zarar vermeden ,toprak verimliliğini ve gıda güvenliğini esas alan üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve kayıtlı olan sertifikalı bir üretim şeklidir.


Organik sertifikası almak içinde


http://www.bahcedenorganik.com/p/organik-urun-setifikasi-nedir-nasil-alinir ilgili linkten detayları öğrenebilirsiniz.
 Ülkemizde birçok markette ve birçok internet sitesinde organik ürünleri çok kolay bir şekilde bulabilirisiniz.

Gelelim biz asıl konumuza:)


Şişlideki pazar Buğday derneği tarafından organize edilen Türkiyenin ilk ekolojik pazarı. Cumartesi günleri Şişlideki Bomonti bira fabrikasının arkasındaki pazar yerinde kuruluyor. Pazara girmek için mutlaka organik sertifikası şartı aranıyor ve sık sık pazarda ürünler kontrol ediliyor. Pazar İstanbul da ki en büyük organik pazar.


Bebeğimizin katı gıdaya geçişinde her anne baba gibi olabildiğince ve gücümüz yettiğince herşeyin en doğalını bulmak için bu pazara yolumuz düştü. Pazarda sebze, meyve çeşitlerinden, süt ürünlerine, kozmetikten, temizlik maddelere kadar bir çok ürün satılıyor. Satıcıların hepsiyle tek tek muhabbet edip ürünler hakkında bilgi alabiliyorsunuz. Fiyatlara gelince bazı ürünler elbette ki normal pazara göre pahalı, ama bazı ürünler kafa kafaya diyebilirim. Örneğin muz 7 lira, yumurta 75 kuruş. 3 litre süt 13 tl. Pazardan bir ürün alıp tattığınızda gerçekten aradaki farka değdiğini ve bu zamana kadar ne yediğinizi sorgulamaya başlıyorsunuz. Buğday derneğinin istanbulun bir çok köşesinde kurduğu ekolojik pazarlar mevcut. Bu pazarlara derneğin sitesinden ulaşabilirsiniz.


 Ülkemizin maddi durumunu düşündüğümüzde tabiyki bu pazardan herkes alışveriş yapamaz ama en azından küçük bebeklerimize her şeyden tadımlık alabilir ve 20 tl gibi bir ücretle o hafta çocuğunuza ilaçsız, zararlı kimyasallar kullanılmamış doğal ürünler alabilirsiniz.

Yolunuz düşerse gözlemelerden de yemeyi ihmal etmeyin:)





Kalın sağlıcakla.